Bülbül olsam varsam gelsem
  	Hakk'ın divanına dursam
  	Ben bir yanıl elma olsam
  	Dalında bitsem ne dersin
  	Sen bir yanıl elma olsan
  	Dalımda bitmeye gelsen
  	Ben bir eğri çöğmen olsam
  	Çeksem indirsem ne dersin
  	Sen bir eğri çöğmen olsan
  	Takıp indirmeye gelsen
  	Ben bir avuç darı olsam
  	Yere saçılsam ne dersin
  	Sen bir avuç darı olsan
  	Yere saçılmaya gelsen
  	Ben bir güzel keklik olsam
  	Bir bir toplasam ne dersin
  	Sen bir güzel keklik olsan
  	Ben bir toplamaya gelsen
  	Ben bir yavru şahin olsam
  	Kapsam kaldırsam ne dersin
  	Sen bir yavru şahin olsan
  	Kapıp kaldırmaya gelsen
  	Ben bir sulu sepken olsam
  	Kanadın kırsam ne dersin
  	Sen bir sulu sepken olsan
  	Kanadım kırmaya gelsen
  	Ben bir deli poyraz olsam
  	Tepsem dağıtsam ne dersin
  	Sen bir deli poyraz olsan
  	Tepip dağıtmaya gelsen
  	Ben bir ulu hasta olsam
  	Yoluna yatsam ne dersin
  	Sen bir ulu hasta olsan
  	Yoluma yatmaya gelsen
  	Ben bir Azrail olsam
  	Canını alsam ne dersin
  	Sen bir Azrail olsan
  	Canımı almaya geslen
  	Ben bir cennetlik kul olsam
  	Cennete girsem ne dersin
  	Sen bir cennetlik kul olsan
  	Cennete girmeye gelsen
  	Kul Himmet Üstadım bulsa
  	Bilece girsek ne dersin
Abdurrahman Yörüktümen Iğdır Aynı sözler İbrahim Aslanoğlu'nun Pir Sultan Abdallar adlı kitabında (s.211) Ali İzzet Özkan'dan derlenerek Pir Sultan kaynaklarına geçmiştir.